Haberler Karambol Bilardo

 

Karambol Bilardo - 3 Bant - Bert'in Köşesi (NED)

Onları ip üstünde istiyoruz

Yayınlayan . 26 Mart 2019

Onları ip üstünde istiyoruz

© Kozoom

Üç bant sporunun her takipçisi bu önemli gerçeğin farkındadır: uzunluğu önemli ölçüde azalan maçların, ortalamaları kesin bir şekilde artış göstermiş. Bunun anlamı şu ki; tek bir yüksek seri müthiş önemli, aynı zamanda tek bir hata da. Eski günlerde, maçı çevirmek için zaman bulabilirdiniz. Kötü bir başlangıç yapsanız da geri dönüş yapabilir ve kazanabilirdiniz. 

1962 ve 1982 yılları arasında Ceulemans ve Scherz on bir kez Avrupa Şampiyonluğu için unvan yarışına girdiler; (bu arada Belçika on bir kez kazandı) genellikle ortalama 1.200 ila 1.400, Avusturya ise 0.950 ila 1.150 arasında kaldı. Ve 60 sayı üzerinden oynadılar. Finaller ortalama olarak 45 istekadan biraz fazla sürdü. 

Bu 45 istekanın aksine, en son Dünya Kupası finallerine bakalım: ortalama 18 istekadan bile uzun sürmedi. Maçlar önce 50 sayıya düşürüldü, ardından set sistemine geçildi. Şimdi ise hepsi geçmişte kaldı, 40 puanla oynuyoruz ve bu da keskin bir düşüş. Oyun kalitesinin artması ile birlikte 40 sayı artık uzun bir maç değil, bir sprint. 

Ayrıntıları atlayıp geniş bir bakış açısı ile bakmak gerekirse, Ceulemans ve Caudron'un, 45 ve 18 istekalarını ele alalım. 2017'de yapılan Bursa Dünya Kupası finali gibi bazı durumlarda bu rakam 7 istekaya kadar düşebiliyor. Bütün bunlar oyuncular üzerinde baskı oluşturur ve seyirciler olarak biz bunu severiz. Kimse, sahilde aylak aylak dolaşan adamları izlemek istemez. Büyük Kanyon üzerinde gerilmiş bir ip üzerinden karşıya geçerek altın madalyaya ulaşmalarını bekliyoruz. 

Neden ortalaması 1.7 olan A oyuncusu, ortalaması 1.7 olan B'yi 40 sayı 21 istekada yener? Ve neden B üç hafta sonra 17 istekada intikamını alır? Güçleri karşılaştırılabilir iki oyuncu arasındaki bu büyük dalgalanmalara sebep olan nedir? 

Cevap: Momentum kayması. Ya yenecek ya da kaybedeceksin. 

Momentum kayması nedir? Bu, normal bir maçta kalıpları kıran, kaçırılan ya da yapılan önemli bir sayı. Momentum kayması olmasa, 1.7 oyuncuları arasındaki her maç, 40-37 veya 36-40 bitecekti. Size boşlukları dolduracak dört örnek vereceğim, fakat istediğinizi düşünebilirsiniz, liste uzun. 

1. Diyelim ki rakibiniz size bir kaç istekada fark attı ve sizin henüz sayınız yok. Ardından berbat bir vuruş yaptı ve size kabak gibi bir aso kaldı. Şimdi masanın patronu olabilme şansı sizin elinize geçti. Dört ya da beş sayı alıp defans yapmalısınız ve bu defanstan da yararlanmalısınız. 8-10 sayı alıp sonraki üç-dört isteka, rakibinizin 1-2'den fazla sayı almasına izin vermemelisiniz: Daha önce size yaptığının tam tersi. Sadece kötü bir başlangıç yaptınız! Bu size kaçırdığınız bir sayıdan fazlasına, hatta 10 sayıya bile mal olabilir. Bu bir momentum kayması.

2. Rakibiniz üç çekti ve zor bir 4. sayıya bakıyor. Korkakça bir defans atışı yapmaya karar verir. Sayı yapamayacak, ama en azından size korkunç bir sayı bırakacağından emin.  Ve yapıyor. Ama kalıbı kırdınız ve çok zor bir atış yaptınız. Bir seriye dönüşmese bile, bu hala bir momentum kayması. Şimdi insiyatifiniz var. 

3. Defans düşünerek zor bir atış yaptınız. Kırmızı top, her iki banttan 10 cm uzakta köşede. Rakibinizin topunu diğer kısa banta yaklaştırıp kırmızıya doğru oynuyorsunuz. Sayı kaçsa bile, kendi topunuzu kırmızının arkasına saklayabilirseniz, %100 mükemmel bir savunma yapmış olursunuz. Topunuz her iki banttan iki cm uzakta köşede kalsa, kolay bir lokma vermiş olursunuz. Eğer bu yaşanırsa, bu bir momentum kayması. Ve acımasız kötü şans, çünkü dünyanın en iyi oyuncularında bile bu olayların olmasını engelleyecek kadar iyi hız kontrolü yok. 

4. Ya siz, ya da rakibiniz önemli bir şans yaratır. Daha da anlatmalı mıyım? Bunun çoğu kez olduğunu hepimiz izledik. Şansına yapılan seriler efsanevi ve onlarla ilgili hikayeler, yıllar önce yapılan balıklarla ilgili hikayeler gibi. Büyüyor ve büyüyorlar. Bazı şanssızlıklar önemsizdir, ancak bazıları ise momentum kaydırıcılarıdır. 

Bir maçta iseniz ve ivme size karşı ise, en iyi oyuncular gibi düşünmeye çalışın. 0.400, 0.700 veya 1.000 oynamanızın bir önemi yok, kendinize sormak her zaman yararlı olacaktır: Zanetti, Sung Won Choi, Çoklu veya Piedrabuena benim sandalyemde oturuyor olsaydı, kendisine ne söylerdi? Bu onların iç diyaloğu:"Tamam, 21-6 gerideyim, ama ilk yarıda bana yaptığını ikinci yarıda ben ona yapabilirim."

Kendisine şöyle diyen bir top oyuncu bulamazsınız: "Neden hep bu kadar kötü şansım var, dünya bana karşı, bu masadan nefret ediyorum, eve gitmek istiyorum." Bu düşüncelerle savaşıp, onları yendiler. Bu yüzden dünyanın ilk 50'sindeler. Bu adamlar kendi momentumlarını yaratabiliyorlar.

Bert Van Manen'in orjinal makale tercümesidir.

Haberler sayfasına geri dön

Yorumlarım

İlk yorumu siz yazın

Yorumunuzu yazın

Yorum yapmak için, üye olmanız veya üye girişi yapmanız gerekiyor

Forgot your password?

Henüz bir hesabınız yok mu?

Forumlara katılmak ve e-bülteni ile haber almak, fotoğraf eklemek, Yorum yazabilmek için şimdiden ücretsiz kaydol.

Ücretsiz üye olduktan sonra, Canlı ve yüksek kaliteli video erişimleri için Premium Pass alabilirsiniz.

KOZOOM’A KATIL