Haberler Karambol Bilardo

 

Karambol Bilardo - 3 Bant - Bert'in Köşesi (NED)

Oyunumuzu değiştiren maçlar (3/3)

Yayınlayan . 08 Mart 2019

Oyunumuzu değiştiren maçlar (3/3)

© Kozoom

Hafızalarınızı tazelemek için: Bu isim ile ilk ve ikinci makale, 2018'de ortaya çıktı. Savunmanın, taktik olarak ortaya çıktığı 1978'de Raymond Ceulemans ve Boston Shorty arasındaki eşleşme ve 2013'te Caudron ve Zanetti arasında Avrupa Şampiyonasında oynanan, Caudron'un 28 çekmesine rağmen Zanetti'nin kazandığı maç hakkında çokça hikaye anlatıldı.  

Ben, hala oyunumuza çok büyük etkisi olan üçüncü bir maça çok şey borçluyum. 1990'da Dick Jaspers galibiyetiyle sonuçlanan maçta, İsveçli Persson'u geçmekte hiç zorlanmadı: setlerde 3-0 Jaspers üstünlüğünde; Jaspers 1.286 ve Persson ise 0.758 ortalama ile bitirdi. Lokasyon: Norrköping, İsveç. BWA'nın yaptığı beş dünya kupasından dördüncüsü idi. 

Dünyada nasıl önemli bir eşleşme/maç olabilir? İyi soru. Dünya Kupaları, 16 oyuncuyla davetli turnuvalar olarak başladı. 12 oyuncu kontratları altındaki profesyonel sporcuları idi, diğer dördü ise organizasyon wildcardı alan sporculardı. Antwerp'te dört Belçikalı, Tokyo'da dört Japon, Berlin'de dört Alman gibi. Büyük değişiklik 1990 yılında oldu: Norrköping, köklü oyunculara katılacak oyuncuların eleme turundan geçtikten sonra kura ile belirlendiği ve seyirciye açık olan ilk Dünya Kupası'ydı. Yeni format anlık bir başarı değildi: Tek bir (davetsiz) Alman, Fransız ya da Belçikalı İsveç gezisine çıkmadı. İki Hollandalı oyuncu şanslarını denemeye karar verdi: Louis Havermans ve Dick Jaspers. Louis üst tura çıktı fakat ana turnuvada Lieberkind'e kaybetti. Dick ilk maçını Pilss'e karşı kazandı fakat sonra Zanetti'ye kaybetti. 

Bugün size verilenleri kabul ediyoruz: Dünya Kupası öncesi bir eleme turnuvası kulağa pek hoş gelmiyor ama bir düşünün. 1928'de Edmond Soussa tarafından kazanılan turnuvadan bu yana yapılan her şampiyona davete dayalıydı. Sonra 1986'da Dünya Kupaları geldi ve şimdi 3 bant, bir oyuncunun başarabileceklerinin zirvesinde. Sadece yine davetli. Norrköping 1990, sporumuzun seçkinlikten demokratikleşmeye geçtiği anlardan biriydi. Siyah pantolon ve ayakkabıların, beyaz bir gömleğin, bir isteka ve kamyon dolusu yeteneğin olsaydı, şimdi bir Dünya Kupası kazanabilirdin. 

1990'dan bu yana 3 bant, bir çok davetli turnuva yaşadı. Onları kötü anmayı aklımdan bile geçirmezdim. Agipi, LG + Cup, Lozan Ustalar Turnuvası, Crystal Kelly ve McCreery turnuvaları sporumuzu zenginleştirdi ve unutulmaz anlara sahne oldu. Fakat Dünya Kupaları, Norrköping'den beri açık kaldı ve bu çok iyi bir şey. Bu onları benzersiz kılar ve aslında bu açık bir beyandır: Tüm oyuncuların eşit şartları vardır ve yeterince iyi iseniz bilardo merdiveninde en üste çıkabilirsiniz. Hangi ülke vatandaşı olursanız olun. Hangi isteka markasını kullanırsanız kullanın. Kişisel sponsorunuz ne olursa olsun. Söylemeye gerek yok ama, ırk, din, dil, cinsiyet gibi farklılıklara bakılmıyor. Bence dünya kupaları böyle kalmalı: Açık. Sonuç olarak, UMB'nin oyuncuları askıya alma konusunda son derece tereddüt etmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Yani bir PBA oyuncusu her iki şekilde de olabilir mi? Tabi ki hayır. Lady Gaga kadar yetenekli olabilirsiniz, ancak EMI ile rekor sayılabilecek bir anlaşmanız varsa, CBS'de bir albüm yayınlayamazsınız. Paranızı başka bir yerden kazanmaya karar verdiniz, bu nedenle artık Dünya Kupası para ödülü, uçak bileti ve otel odaları için uygun değilsiniz. Hala bir dünya kupası kazanabilirsiniz, ancak bundan sonra kendi masraflarınızı kendiniz ödüyorsunuz. Bu adil, değil mi? Bu "çözümü" askıya alınmaya tercih ederim, çünkü bunlar aynı zamanda ulusal düzeyde de oyunu etkileyen sorunlar. 

PBA'da her şey beklendiği gibi gerçekleşirse, bizi BWA'nın ilk günlerine götürür: Nakit para için yarışan sözleşmeli sporcular, ancak bu sistem, garanti ödeme alan kişileri yarı sporcu, yarı işçi yapar. Doğal olarak, PBA sözleşmesi olan Caudron, Tom, Dick ve Harry'den daha yüksek miktar kazanacak. Ve yine doğal olarak, Tom, Dick ve Harry, PBA turnuvalarında hiçbir zaman önemli para ödülü kazanamayacak. Bu durumda çok yanlış bir şey yok, en iyi oyuncu en çok parayı kazanmalıdır. Ancak sonuç olarak, Tom, Dick ve Harry bu tura katılmak için son derece dikkatli olmalıdır. Tırmanacak bir merdiven yok, kazanılacak bir ünvan yok ve dahası insanın kaybettiği yıllar geri getirilemez ya da kazanılamaz. 

Bu bataklıktan bir çıkış yolu biliyor muyum? Üzgünüm hayır. Bu çok karmaşık. İyi para kazanmak isteyen oyunculara ilk başta ben saygı duyuyorum. Ancak ulusal federasyonlar, konfederasyonlar ve UMB (Kozoom'dan bahsetmiyoruz), bilardo kariyerinin yanı sıra, ilk kademenin temel gelir kaynağıdır. Bu kuruluşlar, oyunculardan ulusal, konfederasyonal ya da dünya kupası ve şampiyonalarını, ticari etkinliklere tercih etmemelerini istediklerinde, haklı duruma düşerler. 

Burada izlediğimiz çatışma, tektonik plakaların çarpışması gibidir. Bir yandan Kore'de bilardo ekonomisi, Avrupa'yı 4'e Amerika'yı ise 20'ye katlar. Satılan bilardo masaları, istekalar vesaire. Bir bilardo salonu açıldığında, içinde biraz Vietnam sütü, biraz Türk şekeri olan Kore cappuccinosu hazırlanır. Batı Avrupa önemsiz olmaya yakın. Öte yandan, kazanılan ünvanlar ve dünya sıralaması açısından Kore, hala ikinci planda yer alıyor. Jung Han Heo, Jae Ho Cho, Sung Won Choi, Dong Koong Kang, Haeng Jik Kim ve Myung Woo Cho fantastik, ancak Dani Sánchez, Torbjörn Blomdahl, Frédéric Caudron, Marco Zanetti, Eddy Merckx ve Dick Jaspers onlardan daha iyi, ayrıca daha fazla "star ışığına" ve daha fazla ticari potansiyele sahipler. Avrupa ve Kore, "Defiant Ones" dizisindeki Tony Curtis ve Sidney Poitier gibiler. Birbirlerine kelepçeliler ve yalnızca beraber, aynı doğrultuda yol alırlarsa özgürlük şansına sahip olurlar. 

PBA turuna imza atmaya karar verenler için: Size iyi şanslar diliyorum, umarım kendiniz için iyi olanı yapmışsınızdır. Bunun idealist bir girişim olmadığını anlamalısınız: Bu bir iş planıdır ve PBA başlı başına bir amaç değil, bir pazarlama aracıdır. Bunun arkasındaki amaç, bir mazağa zincirinde bilardo ürünleri satmak, TV'ye bilardo yayınları satmak ve Kore'deki bilardo salonlarını satın almaktır. Para kazanmak için değil, başkasına para kazandırmak için orada olacaksınız. 

1990'daki Jaspers-Persson karşılaşmasının önemi nedir? İşte bu: eski BWA'dan farklı olarak, yeni PBA'nın ya da herhangi bir davetli turnuvanın aksine, Dünya Kupaları herkes içindir, hepsi bize aittir. Hala öyle kalacağını umut ediyorum. 

Bert Van Manen'in makale tercümesidir.

Haberler sayfasına geri dön

Yorumlarım

ertonoma
ertonoma
Tercume berbat!
Bu makaleler Turkce'ye cok kotu cevriliyor. Turkiye federasyonu ve Kozoom bu ise bir care bulun lutfen!

Message 1/1 - Yayınlanma tarihi 09 Mart 2019 05:24

Yorumunuzu yazın

Yorum yapmak için, üye olmanız veya üye girişi yapmanız gerekiyor

Forgot your password?

Henüz bir hesabınız yok mu?

Forumlara katılmak ve e-bülteni ile haber almak, fotoğraf eklemek, Yorum yazabilmek için şimdiden ücretsiz kaydol.

Ücretsiz üye olduktan sonra, Canlı ve yüksek kaliteli video erişimleri için Premium Pass alabilirsiniz.

KOZOOM’A KATIL